Biyografi,  Deneme,  Gundem Arşivi Klasikleri,  Kitaplar

Hepsi Yalnızlıktan – Metin Turan’ın Öykülerine Bir Bakış

Yazarımız Metin Turan 1967 yılında Samsun’da doğmuş. 1990 yılında ODTÜ İktisat Bölümünü “onur” öğrencisi olarak başarıyla bitirmiş. Grup müziği, halk dansları, halk bilimi araştırmalarıyla uğraşmış. Politik nedenlerle geçirdiği soruşturma ve aldığı cezalar sonucunda 23 yıldır cezaevinde yaşamakta. “Malûm zamanların malûm hoyratlığına maruz kalmış” ve cezaevinde “hayata döndürülenlerden” olduğu için de görme yetisini büyük oranda yitirmiş. 2019 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü bitirmiş.

57 yıllık yaşamının 23 yılını, yaşamak zorunda olduğu cezaevinde geçiren Metin Turan’ın satırlarında hasretin sesi mavi, dışarıdaki gökyüzü ise gridir. Direnen canda umut tükenmez. Direnen bir umuttur insanı hayatta tutan.

Hepsi Yalnızlıktan” kitabında okuduğum öykülerin hepsinde içimizden birileri var. Emeklisinden PTT memuruna, esnafından turşucusuna, uluslararası şirket çalışanından kafe işletmecisine her türlü insan… Taciz, yasak aşklar, ensest ilişki, trans birey, Suriyeli insanlar, çocuklar, savaşın acımasızlığı… Hep içimizden birileri ve hep bizim sorunlarımız işleniyor bu kitapta. Hepsi o kadar tanıdık ve bildik ki, sanki bizim yaşamımız. Bu duyguyu uyandıran ise tanıdık kentler, sokak adları. Zaten okuduğum öykülerle beni alıp götüren, yazarın sekiz yıl yaşadığım Samsun doğumlu olması. Ankara, İstanbul, Cihangir, Uzunköprü. Olgunlar Sokak, Bardacık Sokak, Sıraselviler, Pürtelaş… Buralardan hareketle kesinlikle ODTÜ servislerine de Tunus Caddesi’nden binmiştir diye düşünüyorum çünkü dönüp dolaşıp 25 yıl oturduğum semtin etrafında geziniyor yazar. Konu olan yerler beni alıp bir oraya bir buraya götürüyor. Yazar ufak bir kalem oynatmasıyla beni oturduğum yerden alıp savuruveriyor bir başka diyara.

Kendisinin dört duvar arasında, cezaevinde olması engellemiyor onu. O hep dışarıda… Onu kapatamıyorsunuz. O bir yazar. O nedenle ilgili ve yetkililere seslenmek istiyorum. O yazarın oradan çıkarılıp dışarıda bir yere/evine gönderilmesi gerekiyor. Neden orada olduğu hiç önemli değil ömrünün yarısını geçirmiş orada. Artık gözlerini kaybetmesi de kaçınılmaz gibi. Bu nedenle bu insanın, bu yazarın özgür olması şart kanımca…

Hemen hemen her öyküsünde değişik şairlerin şiirlerinden, dizelerinden ve değişik yazarların eserlerinden alıntılarla onlara gönderme/değinmelere rastlamak insana/okura tanıdıklarla dolu, onlarla birlikte bir yolda gidiyormuş duygusu veriyor. Dolayısıyla da öykünün içinde birlikte gezintiye çıkıyor, tanıdık yerlerde dolaşıyorsunuz. Kendini gökyüzü gibi hissetmek büyük bir özgürlük.

Öyküler kendi yolunca akan bir ırmak ve o ırmak sizi de sarıp sarmalayarak akıp gidiyor. Güzel Türkçesi ile bir pinpon topu gibi zıp zıp zıplayarak gidiyor öyküler, peşi sıra da biz tabii. Farkına varmadan öykünün sonuna geliveriyorsunuz ve yüzünüzde acı bir tebessümle.

İçimizden birilerine rastlıyoruz her öyküsünde, hep birlikteyiz. Yazar içimizden birilerini yazıyor dedim ya, yazdığı hikayecileri de buna dahil ediyorum. Hikâyecinin söylediği gibi “şu yazarların hepsi kaçık!”, “düş damlası” peşinde koşmalarıyla…

Gerçekler toplum içinde. Yan yana insanlar ve tüm yaşanan olaylar… Hiçbiri yabancı gelmedi. 23 yıldır içeride yaşamasına karşın dışarıdaki sorunların hepsi onun içinde. O ise duvarların içinde. Muhteşem! Okumuyor yaşıyoruz.

Bir öyküde “insan”a rastlıyoruz, evet bir insan, öykülerdekilerin hepsinde insan. Elbette ayrılmaz parçalarımız, can dostlarımız da yer alıyor.

Yazar bir sözcüğün etrafında dolanıp öre öre çok güzel danteller çıkarıyor ortaya. Eline aldığı tek bir tuğla ile koca bir apartmanı dikiveriyor karşınıza, şaşırıyorsunuz. Yazdıkları film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor. Hiçbir detayı atlamıyor.

Öykülerin “hepsi yalnızlıktan”. Ana tema bu ancak öyle yerlerden hareket ediyor ki yalnızlık hak getire. Şimdi ne olacak, arkadan ne gelecek? Tahmin edemiyorsunuz. Heyecanla, dikkatle okuyor; izliyorsunuz.

Yalnızlıklarda çoğalır insan, sözcük sözcük kalabalıklara karışır.

Yalnızlıklar çok kalabalıktır.

Yaşasın yalnızlık!

Kalabalıkta bile yalnızdır insan.

Yalnızlık doğurgandır, nice sözcüklerle birleşir büyür insan.

Tıpkı Metin Turan gibi…

Yüreğine, ellerine ve de gözlerine sağlık Metin Turan…

Yanındayız!

(*) Hepsi Yalnızlıktan, Metin Turan, Favori Yayınları, Şubat 2024, öykü 257 sayfa, 21 öykü.

Ali Erkan Güneri

Siz de fikrinizi söyleyin!