Büyüme, Büyüyememe, Sen Hiç Büyümedin ki, Diyecekler
Bu yazı “sosyolojik değişimi, ekonomik değişimi ve dönüşümü yakalayamayan coğrafyanın çocuklarının kayıplarına dem vuruyor” yazacaktım vazgeçtim.
O halde şöyle yazmak uygun olacak;
Bu yazı, Türkiye’nin,değişimi, dönüşümü yakalayamaması, ön görememesi ve popülist siyasetçilerinin aymazlığındaki coğrafyanın çocuklarının kayıplarına dem vuruyor.
Bu daha doğru sanırım. Şöyle uzaktan bakınca da Türkiye’ ye, acı ancak gerçek bir cümle oldu, ülkemin sorunlarına.
Verileri çok detaya girerek sorgulamayı akademik terbiyem gereği yapardım ancak, siz kıymetli okuyuculara bir perspektif çizmek daha doğru olacak.
Son dönemde Nüfus Artış Hızımızın düştüğü, bu nedenle bu durumun devam etmesi halinde 2030 yılından sonra eksi (-) artış yani artmayan nüfus nedeniyle ekonomik büyüme yaşayamayacağımızı ve ülkenin beka (*) sorunu ile imtihan olacağını söylüyor kerameti kendinden menkul siyasetçiler. Aynı siyasetçiler için başka türlü tanımlamalar yapanları da esefle kınıyorum, teessüf ediyorum.
Yıllara Göre Nüfus Artış Hızımız
Yıl | Nüfus | %± |
1927 | 13.648.270 | — |
1935 | 16.158.018 | %+18.4 |
1940 | 17.820.950 | %+10.3 |
1945 | 18.790.174 | %+5.4 |
1950 | 20.947.188 | %+11.5 |
1955 | 24.064.763 | %+14.9 |
1960 | 27.754.820 | %+15.3 |
1965 | 31.391.421 | %+13.1 |
1970 | 35.605.176 | %+13.4 |
1975 | 40.347.719 | %+13.3 |
1980 | 44.736.957 | %+10.9 |
1985 | 50.664.458 | %+13.2 |
1990 | 56.473.035 | %+11.5 |
2000 | 67.803.927 | %+20.1 |
2007 | 70.586.256 | %+4.1 |
2008 | 71.517.100 | %+1.3 |
2009 | 72.561.312 | %+1.5 |
2010 | 73.722.988 | %+1.6 |
2011 | 74.724.269 | %+1.4 |
2012 | 75.627.384 | %+1.2 |
2013 | 76.667.864 | %+1.4 |
2014 | 77.695.904 | %+1.3 |
2015 | 78.741.053 | %+1.3 |
2016 | 79.814.871 | %+1.4 |
2017 | 80.810.525 | %+1.2 |
2018 | 82.003.882 | %+1.5 |
2019 | 83.154.997 | %+1.4 |
2020 | 83.614.362 | %+0.6 |
2021 | 84.680.273 | %+1.3 |
2022 | 85.279.553 | %+0.7 |
2023 | 85.372.377 | %+0.1 |
Yukarıda, yıllara göre Nüfus Artış Hızımızdaki (+/-) min %10 olan artış Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ ün vefatından sonra, hiçbir zaman 1935 yılı artış oranı olan %+18,4 ‘ ü yakalayamamıştır. Ta ki , 2000 yılındaki %+20,1 verilerine kadar.
Siyasi ve ekonomik krizler, sivil ve askeri darbeler, güven ve yaşam sorunu yaratmıştır ülkede.
Yaşamsal refahı yakalayamayan ve yakalayacağına da inancı azalan bireyin Nüfus Artışına katkısı azalmıştır.
Kendisini güvende hissetmeyen birey, geleceğe miras bırakmayacak, bunun için Nüfus Artışına katkı yapmayacaktır.
2000 yılına kadar Köy-kentli olan birey, 2000 yılından sonra da göreceli olarak Kent-kentli olmaya karar vermiştir.
Beklentilerine ve yaşamsal umutlarına ise yine sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı 2019 yılına kadar sürdürmüştür. 2019 yılında ise Nüfus Artışına Katkısını %+1,4 ile göstermiştir.
19 yılda geleceğe olan umutlarını kaybeden bir Coğrafyanın, çocuklarını artırmaması da anlaşılmalı ve ülkeyi yönetemeyen anlayışlara mesaj olmalıdır.
Fabrika açıp, istihdam yaratıp, ekonomik istikrarı vatandaşına sunarak yaratılacak refah içindeki bir Türkiye’nin yaratılmasının mümkün olacağını idrak edemeyen siyasetçi, artmayan nüfusu ve sebeplerini de görmelidir.
Nüfusun nitelikli artışı isteniyor ise bireyin ihtiyaçları da gözetilmelidir.
Artacak nüfus karşılığı ulaşılabilir barınma sağlanacak mı?
Nitelikli ve karma eğitimden, fırsat eşitliği ile yeni birey faydalanabilecek mi?
Yaşamını sürdürebilmek için nitelikli ve istikrarlı istihdamdan faydalanabilecek mi?
Nicelikli veya göreceli işi olabilecek mi?
İnsanlık onuruna yakışır yaşamı olabilecek mi?
Bilim, sanat ve kültürel üretim yapabilecek mi?
Sosyolojik etkileşimde, mental ve ekonomik sorunlar yaşamadan hayatına devam edebilecek mi?
Nitelikli sosyal hayata katılımını istikrarlı bir şekilde sağlayabilecek mi?
Geleceğe dair umutlar üretebilecek ve planlamalar yapabilecek mi?
Bu coğrafyanın çocuklarının, Nüfusu ve Ülkesini büyüme, büyütme yönündeki çabası yerine, ülkeyi yönetmekten aciz, kerameti kendinden menkul siyasetçilerini, isteyip istemediğine karar vermesi gerekmektedir. Sen hiç büyümeye katkın olmadı diyen siyasetçisine de “Sen Hiç Büyütmedin ki” diye cevap verme hakkını kendinde görecektir.
Nitelikli, bilinç ve idrak sahibi, insanlık onuruna yakışır bir birey olmanın haklı gururunu ise ihtiyaçlarını gideren bir ülkenin çocukları olarak yaşayacaktır.
(…)
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?Anadolu / Ahmed Arif
Anadolu şiiri ile umutlarımıza dem vuran Ahmed Arif, Coğrafyamızın çocuklarının neden artmadığını da sorgulatmaktadır bizlere.
Sorgulamayan siyasetçisi ise Nüfus Artış Hızımıza destek isterken, yüzüne tükürülen celladın kendisi olduğunu kabul etmemekte diretmektedir.
Saygıyla
insan
27.05.2024
(*) Beka, bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatiyetini devam ettirmesi.
Kaynakça
Yıllara Göre Nüfus Artış Hızımız https://tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye_demografisi#Nüfus_artış_hızı