Şiir

Bir Eski Şarkı

 

Ne zaman onunla kırlara çıksak
yağmur çiçeklerine gebe kalırdı bulutlar,
yamaçlar yeşile yuvarlardı kendini.
Savaş gemilerini yüzen çocuk bahçelerine
dönüştürme oyunu oynardık
onunla bütün gün,
ne çılgınlık.

Yanlışlıkla yanağım yanağına değerdi,
suç benimdi der, avuturdu beni,
ve hep yanlışlıkla
yanağım yanağına değerdi.

Ne zaman onunla kırlara çıksak,
çocukların uykusunu kanatan
uçaklar geçerdi üstümüzden.
Ve ben yanlışlıkla yanağına değdikçe,
uçurtmaya dönüşürdü uçaklardan kimi,
ipleri gelincik sapından.
Kimi kelebek olurdu,
hangi renge konacağını şaşıran,
ve kelebeklerin peşinden koşardık
bütün gün.

En son neyi oynuyorduk onunla sahi?
“Dünyanın bütün âşıkları birleşin!”
Ve sınıfta kalıyorduk bu oyunda,
yanlış hayatları
kendi hayatları sananlar yüzünden.
Güllere sığındık sonunda,
yoksa kırmızı mı açardı güller?
Tanrısız kuşlardık,
ışık tomurcuklarında sevişen.

Bir gün çekip gitti buralardan,
çekip gitti,
çocuk yürekli zarflar içinde.
Çok yalvardım peşinden,
kim bilir kaç yüzyıl yaşadı,
çiçek bebekler vardı giderken karnında.
Şiirleriyle geçti dünyadan,
şarkılardandı atı,
sevgilere doğru sürdü hızını.
Rüzgâr azar azar,
rüzgâr hızlı hızlı,
içimde bir çınar gibi büyüdü
yalnızlığı.

Gençliğimden de gençtim o sıra;
bir yanağıma kar yağardı,
öteki taze bir bahar,
sakalım mavi çıkardı,
ayaklarıma kapanırdı yağmurlar.
Ben biraz dündüm,
biraz bugün,
içimde bir şeyler vardı yarından.
Bir gün çekip gitti buralardan,
çekip gitti.
Şiirce, aşka bir yeryüzü gibi bekledim
onu hep,
onu hep bekledim.

Hayrettin Geçkin

Siz de fikrinizi söyleyin!