Deneme,  Gundem Arşivi Klasikleri

Yaşlı Kadın, Küçük Kız

Yaşlı kadın, yatağın içinde sağa sola dönmekten yorulduğunu hissetti. Gözlerini sımsıkı kapattı ve dua etti. Sevdiği yerleri, güzel olduğunu düşündüğü anılarını ve aklına gelen her şeyi düşündü. Ama ne yapsa olmuyordu; uyku bir türlü gelmiyordu.

Aslında çaresini biliyordu: Mutfağa gidip birkaç lokma bir şeyler atıştırsa, sütünü içmiş bir bebek gibi uyuyacaktı. Yüzüne yapışmış saçlarını toplamaya çalışarak yatağından doğruldu, birkaç saniye öylece kaldı. Usulca kalkıp odasının kapısına doğru yürüdü.

Işıklar yanmamalıydı, ev halkı uyuyordu. Dışarıdan sızan ışıklar odayı kısmen aydınlatsa da, dikkatli adımlarla yürümek gerekiyordu. Kapıyı sessizce araladı ve karanlık koridora baktı. O da ne? Küçük bir karaltı… Daha ne olduğunu anlamaya çalışırken ince bir fısıltı duydu: “Bırak kendini bana, ben seni mutfağa götürürüm.”

Mutfak, dışarıdan gelen yoğun ışık nedeniyle daha aydınlıktı. O zaman küçük kızın yüzünü gördü. Hayır, torunlarından biri değildi, ama yine de tanıdık geliyordu nedense.

Küçük kız hiç zorlanmadan ekmeğin yerini buldu, buzdolabının kapısını açtı, sonra dönüp yaşlı kadına, “Hiç de yoksul değilsiniz, neden aç yattınız?” dedi.

“Aç yatmadım,” dedi yaşlı kadın, “Garip bir alışkanlığım var, öteden beri uyuyamadığım zaman kalkar bir şeyler yerim.”

Artık sessiz konuşmadıklarını fark eden kadın, telaşla kızın yüzüne baktı. Kız tatlı bir gülümsemeyle, “Korkmana gerek yok, kimse bizi duyamaz,” dedi.

Dolaptan çıkardıkları helva ve ekmekle balkona çıktılar. Balkon daha da aydınlıktı; sokak lambaları ve henüz uyumamış insanların evlerinden gelen yansımalar sayesinde birbirlerini rahatlıkla görebiliyorlardı. Beyaz ekmeğin arasına sıkıştırdıkları helvayı büyük bir keyifle yemeye koyuldular.

Yaşlı kadın, garip bir şeylerin farkındaydı, ama bu duruma çok da şaşırmadı. Zira son zamanlarda mantıkla izah edemeyeceği şeyler yaşamaya başlamıştı.

Uzun süren sessizliği küçük kız bozdu: “Tedirginsin, çocuklarınla sorunların olmalı.”

Yaşlı kadın bir an duraksadı. “Öyle sayılmaz, aslında hepsi iyi çocuklar, ancak benim yaşlandığımı, zaman zaman istem dışı hatalar yapabileceğimi kabullenemiyorlar.”

Küçük kız güldü: “Benim çocuk olduğumu kabullenemedikleri gibi,” dedi.

Soru sormaktan hoşlanmamasına rağmen merakını yenemeyen yaşlı kadın, “Sen kiminle yaşıyorsun?” diye sordu.

“Ben de tıpkı senin gibi. Bazen ailemle, tatillerde anneannemle, bazen de teyzemle.”

“Bu durum seni üzüyor mu?”

“Alıştım artık, fazla göze batmamaya çalışıyorum. Kendi yarattığım bir dünyada mutlu sayılırım.”

“Benim gibi,” diye düşündü yaşlı kadın. Hayatı boyunca iyi bir anne olmaya çalışmıştı ama onların istediği gibi olamadığını dillendirdiklerinde canı yanmıştı.

“Hadi, uyuyalım. Seni yatağına götüreyim,” dedi küçük kız. Yaşlı kadının elinden tutarak onu yatağına kadar götürdü ve yanağından öperek, “Ben hep seninleyim. Biz, güçlü bir çocuk ve güçlü bir yaşlı olarak hep mutlu olacağız,” dedi.

 

Siz de fikrinizi söyleyin!